Tarih: 31.10.2011 |  Haberler
Bütün muhalifler hedefte

Büşra Ersanlı, Ragıp Zarakolu ve BDP'liler derhal serbest bırakılsın

Yıllar boyunca liberallerle, eski solcularla, Kürt hareketi ile oyalama taktiği temelinde görüşmeler yapan AKP, hem referandumdan, hem de seçimlerden istediği sonucu aldıktan sonra, hızla saldırgan, yok edici özüne döndü. Sayılan unsurların AKP'nin emekçilere, devrimcilere, ilericilere düşmanlık içeren gerçek niyetini anlayamamış olmalarındaki büyük sorunu şimdilik bir yana bırakalım. Bugün, özellikle sol, sosyalist yapılara ve KCK adıyla tüm seçilmiş Kürt politikacılara dönük bir sürek avıyla karşı karşıyayız. HES'lere karşı çıkan köylüler de, parasız eğitim isteyen öğrenciler de, YÖK'e karşı çıkan gençler de aynı şiddetten payını alıyor.

Kürt hareketine yönelik yaygın tutuklamalar çok daha önce başlamıştı. KCK operasyonları için ilk işaret fişeği, birkaç yıl önce halkın seçilmiş temsilcilerinin ellerinin önden kelepçelendiği ve sırayla sorgu için açık havada bekletildiği o meşhur fotoğrafın çekildiği ve bilerek gazetelere servis edildiği zaman atılmıştı. O günden beri dönem dönem artan, azalan operasyonlar süreklilik arz etmeye başladı. Eski solcu liberallerin her yeni operasyon karşısında tepkisi "can sıkıcı bir durum" demekten öteye gitmiyor. Memleketin dört bir yanı hapishaneye çevrilmişken, sözde halkın yapacağı bir anayasa gündemi varken, seçilmişlerin tek tek avlanması karşısında AKP'ye söylenebilecek en hafif terimler arasında bile "can sıkıcı" yer alamaz. Bu yeni sağcı türün, faşizmin hiçbir hali karşısında can sıkıntısından bir adım öteye geçmeyecekleri giderek daha da kesinleşiyor.

Dün, (30 Ekim 2011) Türkiye'nin çeşitli illerinde yine BDP üyeleri gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında Türkiye Yayıncılar Birliği Yayımlama Özgürlüğü Komitesi Başkanı, yayıncı, yazar, araştırmacı Ragıp Zarakolu, ayrıca BDP Anayasa Komisyonu üyesi, Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Büşra Ersanlı, BDP MYK üyesi Mustafa Avcı'nın da aralarında bulunduğu 41 kişi daha gözaltına alındı.

Bu arada, bağımsız milletvekili seçildiği halde hakları gasp edilen 6 milletvekiline ilaveten BDP'li 14 belediye başkanı ile 10 eski belediye başkanı da halen tutuklu olarak hapiste tutuluyorlar.

Ragıp Zarakolu'nun akademisyen oğlu Deniz Zarakolu da 4 Ekim'de gözaltına alınmış ve 97 kişi ile birlikte tutuklanmıştı.

Bu değerli dostlarımızın tümü de yerleri yurtları belli, çoğunluğu halkın oylarıyla seçilerek evrensel ölçülere göre dokunulmazlık kazanmış kişilerden oluşmaktadır. Son operasyonda gözaltına alınan Ragıp Zarakolu yayıncıdır, eserleri bilinen, telefonu açık, herkesin ulaşabileceği bir insandır. Büşra Ersanlı ise zaten Meclis'e davet edilen ve Meclis başkanıyla defalarca toplantılara katılan anayasa hukukçularından biridir. Mustafa Avcı ise yasal bir partinin Merkez Yönetim Kurulunda yer almaktadır. Her üçü de çağrılsalar rahatlıkla ifadelerini verebilecek durumdadırlar.

Bu insanlarımızın göz göre göre böylesi bir muameleye maruz bırakılmalarının tek sebebi, bütün muhalif güçlere gözdağı vermekten ibarettir. Onlar üzerinden AKP'ye karşı duran herkesin tehdit edilmesi amaçlanmaktadır. AKP; bu yapılanlarla demokratik kamuoyunu susturmak, sessizliğe büründürmek ve her türden muhalefetin giderek yok edilmesini sağlamak amacı güdüyor.

12 Eylül faşizmi de 90'lı yılların karanlığı da halkçı, ilerici, yurtsever demokrasi güçlerini yıldıramamıştı. AKP de başaramayacak. Dün komünistlikten istifa etmelerinin ilk adımı olarak Özal'a "devrimci lider" diye övgü düzenlerin bugün aynı övgüleri Erdoğan'a ve AKP'ye düzmeleri artık hiçbir sosyalisti şaşırtamayacak.

Her partinin, kendi kadrolarını yetiştirmek üzere kurdukları birer siyaset okulu var. AKP'nin, CHP'nin, MHP'nin ve BDP'nin de okulları var. Nabi Yağcı AKP siyaset okulunda eğitimcilik yapıyor; Amerika'nın ve Fettullahın parasıyla çıkartılan Taraf'taki köşesinden ahkâm kesiyor. Ragıp Zarakolu, diğer pek çok isimle birlikte, BDP siyaset akademisinde eğitimcilik yapıyor; tarih anlatıyor, gece yarısı gözaltına alınıyor. Vermek istedikleri mesaj çok açık: "Muhalifseniz, sizi yaşatmayacağız."

Gücünüz yetmeyecek. Demokrasi, bu ülkeye gerçek yurtseverler eliyle gelecek. Emperyalizmin güdümünde yürüttüğünüz planı, bu ülkenin sömürülenleri, ezilenleri, dışlanmışları, bütün ilerici, devrimci ve yurtseverleri elbirliğiyle yok edecekler. Zalimin zulmü payidar olmaz.

Basın özgürlüğünün, düşünce ve ifade özgürlüğünün, insan haklarının ayaklar altına alındığı bu düzen yıkılacak. Derhal bütün tutuklular serbest bırakılsın. Deniz Feneri hırsızlarını af edip düşünen insanları hapsedenleri biz affetmeyeceğiz.