Anayasa Mahkemesi yeni bir anti-demokratik kararla HADEP’i de
kapattı.
Böyle bir karar, ancak görmeyen, duymayan ve susan bir
zihniyetin kararı olabilir. Bu karar, halkların kardeşliğine en fazla ihtiyaç
duyulan böyle bir dönemde en yalın ifadeyle inanılmaz bir gaflettir. En küçük
hak aramaya ve demokratik sese tahammülsüzlüğün bir örneğidir. ABD’nin Irak
halkına yönelik saldırı politikalarına katılanlar, bu kararla Türkiye’nin ulusal
güçlerini dağıtma yönünde pervasız bir adım atmış oluyorlar.
HADEP Türkiye’nin bir partisidir. Ana politika alanı olarak
Kürt kardeşlerimizin sesi olmayı ve demokratik haklarını savunmayı seçen
HADEP’in kapatılması kararı, emperyalizmin “böl-yönet” politikasına hizmet
ediyor ve ABD’nin Ortadoğu’daki savaş politikalarını kolaylaştırıyor. Ülke
içindeki savaş karşıtı hareketin, savaşa karşı mücadelenin bir unsuru olan Kürt
kardeşlerimizin sesinin susturulması, solun, devrimcilerin, sosyalistlerin ve
komünistlerin de baskıya uğraması anlamına gelecektir.
Bugün HADEP’e uygulanan bu anti demokratik kapatma kararı,
yarın hepimize yönelecektir. Toplumsal hakları savunan, ilerici, demokratik,
insanlığın gelişimini başlıca hedef sayan sol, demokratik, sosyalist partilerin
kapatılmasına son verilmelidir. Sermayenin sözcülerine kapıları sonuna kadar
açan, ancak emekçilerin haklarını savunan partilere ve örgütlere legal siyaset
yapma olanağı tanımayan bir düzenin demokrasi anlayışı göstermelik olmaktan
öteye gidemez.
HADEP’in kapatılmasını protesto ediyor, 21 Mart Nevroz’un
öngününde savaşsız ve sömürüsüz bir Ortadoğu için, Türk-Kürt-Arap-Fars ve tüm
halkların kardeşliği için, işçi sınıfını, aydınları, ilerici öğrencileri ve tüm
demokratik çevreleri HADEP’le dayanışmaya çağırıyoruz.